Güneydoğu Asya’nın bugüne kadar sömürgeleşmemiş tek ülkesi olan Tayland’dın başkenti Bangkok’u geziyoruz. Bangkok bolca sıcak ve biraz da karmaşanın harmanlandığı yerdi bizim için.
Bangkok’a seyahatimizi Bali-Bangkok-Singapur turumuzun ikinci durağı olarak Ağustos’ta gerçekleştirdik. Şehir tam olarak kavruluyordu, resmen yandık sıcaktan. 3-5 dakika yürüyüp, bir mağazaya girip yeni t-shirt aldık kendimize. Bol bol filli t-shirtlerimiz oldu =)
Bangkok’un para birimi Baht. Bizim seyahat ettiğimiz dönemde 1 Baht 0,18 TL idi, yani 100 Baht 18 TL. Genel olarak şehir çok pahalı değil ama bloglarda belirtilen kadar da -öldüm bittim- çok da ucuz değil.
Bangkok’a nasıl gidilir?
Bali’den Bangkok’a uçuşumu 11/11(11 Kasımda indirim Air Asia'da indirim oluyor)’de aldığımız Air Asia uçuşumuzla gerçekleştirdik. İndiğimiz havaalanı ise Don Mueang.
Siz de uçuşlarınızı Air Asia’dan aldıysanız havaalanına erken gitmelisiniz. Böyle bir insan kalabalığı yok. Biz 3 saat önce gittik, uçağa zor yetiştik.
Havaalanından otelimize online taksi olan Grab ile ulaştık. Toplamda 200 Baht ödedik. Gitmeden önce Grab uygulamasını telefonunuza indirmelisiniz…
Grab dışında normal taksi de kullanabilirsiniz, tabi ki turist görünce kazıklamaya çalışıyorlar. Mesela 120 Baht’a Grab ile geldiğimiz yolu 300 Baht’a götürürüm dedi.
Taksimetreyi açmasını, ne gelirse onu ödeyeceğimizi söyledik. Bunu kabul etmedi=) Biz de taksisinden indik=)
Bu şehrin bir diğer favori taşıması TUK TUK. Motosikletin arkasında bir kabin var ve iki kişi rahatlıkla bu kabinde yolculuk edebiliyorsunuz. Bunları şehrin her yerinde göreceksiniz ve mutlaka pazarlık yapmalısınız.
Bir diğer ulaşım türü tabi ki otobüs. Şehir içindeki otobüsler o kadar eskiydi ki bu havada klimasız buna binilmez diye bu alternatifi hiç kullanmadık.
Son bahsedeceğimiz ulaşım türü Metro ve Skytrain. Skytrain, havada özel bir yolda giden tramvay sistemi. Günlük 120 Baht verip toplu taşımayı sınırsız kullanabilirsiniz.
Bangkok’ta nerede kalalım?
Bangkok’ta konakladığımız yerin adı Khao San Road’a da yakın olan Chillax Heritage Hotel. Konakladığımız 3 gece için toplamda 209€ ödedik ve bu fiyata kahvaltı dâhildi.
Otel şehirdeki turistlik yerlere yakındı ama akşam gittiğimiz roof bar’a veya hafta sonu pazarına uzaktı. Buralara gitmek için online taksi veya motor kullandık.
Bangkok’ta nereleri gezelim?
Bangkok’un tapınaklarını, kalabalık pazarlarını ve restoranlarını bizimle gezmeye hazır mısınız? 3 gün boyunca Bangkok’ta edindiğimiz tecrübeler işte burada…
Grand Palace
Kuşkusuz şehrin en büyük simgesi. Parıl parıl parlayan yüzeyi ile ve sanatsal zenginliği ile Asya’nın mimari güzelliklerinden biri. Girişte ücretsiz harita veriyorlar ve toplamda gezilecek 35 farklı yer var. Toplamda 218.000 metrekareye kurulmuş bu alan ve 1.900 metre duvar ile çevrilmiş etrafı. Bu sebeple erken gitmenizi tavsiye ederiz.
Saray 1782 yılında inşa edilmiş. Sadece Krallığa ev sahipliği yapmıyor bu saray, ayrıca çeşitli devlet dairelerini de barındırıyor.
Saraya girerken erkeklerin pantolon ve t-shirt(kollu ve ya uzun kollu) giymesi gerekiyor. Kadınlar ise bellerine şalları bağlayıp içeri girebiliyor. Eğer ki yanınızda bu tanımda kıyafetleriniz yoksa bu sıcakta neden alınsın ki, girişte 200 Baht vererek bunları satın alabiliyorsunuz. Biz sarayın tam karşısındaki dükkânlardan 100 Baht’a filli pantolonları satın aldık.
Giriş Ücreti: 500 Baht
Wat Pho
Wat yani Budist Tapınakları Bangkok’un en güzel sanat eserlerinden biridir. Bangkok’un en eski tapınaklarından biri olan Wat Pho, 19. yy’dan kalma uzanmış Buda’ya ev sahipliği yapar. Uzanmış Buda 15 metre yüksekliği ve 46 metre uzunluğu ile tapınağın çatısına kadar uzanır. En ilginç kısmı da kesinlikle ayak bölümü: 108 adet sedef kakma karakter bulunur.
Ayrıca burada tedavi merkezi var ve burada masaj yaptırabilirsiniz…
Giriş Ücreti: 200 Baht
Şehirde Wat Pho dışında gezilecek bir sürü tapınaklarda mevcut: Wat Arun, Wat Suthat, Wat Saket, Wat Benjamabophit ve Wat Traimit.
Floating Markets
Yüzen Pazar, şehrin turistlik aktivitelerinin bir diğeri. Burada satıcılar kayıkları ile nehirde yüzüyorlar, sizler de bu nehirdeki sandalları gezerek alışveriş yapabiliyorsunuz. Yüzen Pazar gezisi için 1 gününüzü ayırmanız gerekiyor, çünkü bunlar şehrin dışında yer alıyor: Damnoen Saduak, Taling Chan Market, Bang Ku Wiang Market…
China Town
Çin Mahallesi bugüne kadar gördüğünüz en kalabalık yer olabilir. Biz gece ziyaret ettik ve bir şey yemek istedik. İstedik diyorum çünkü sokak tezgâhlarının temiz olmaması bizi bizden aldı=) Umarım ölmeyiz deyip yedik ve mutlu haber hala yaşıyoruz=)=)=)
Khao San Yolu
Khao San Yolu hem otelimize yakınlığı hem de hareketli olmasıyla bizi kendine çeken bir yerdi. Sokakta her türlü alternatifi bulabiliyorsunuz: kafeler, restoranlar, timsah çevirmesi, böcek kızartması, muhteşem tropikal meyveler…
Lumpini Park
Beylikdüzü’ndeki Yaşam Vadi’sinden sonra daha da az kıskansak, yine de ne yapmışlar bea demekten kendimizi alamadık. Şehrin ortasında muhteşem bir park.
En eğlenceli kısmı da Monitor Lizard diye adlandırılan büyük kertenkelelerin fotoğraflarını çekmeye çalışmamızdı=)
Bangkok’ta alışveriş nasıl?
Bangkok tam bir alışveriş cenneti. Kafanızı çevirdiğiniz her yer Pazar, her yer alışveriş merkezi…
Amulet Pazar
Otele yakınlığından dolayı her gün bir kez önünden geçtiğimiz Tahtakale gibi bir yer bu pazar…
Chatuchak Hafta Sonu Pazarı
Gezerken çok keyif aldığımız, hem toptancıların hem de sokak lezzetlerinin olduğu bir alan. Pazar o kadar büyük ki 8000’den fazla satıcı burada yer alıyor. Tüm hediyelik eşyalarınızı buradan satın alabilirsiniz… Biz burada baya eğlendik…
Siam Paragon
Hem serin hem de çok şık mağazaların olduğu bir alışveriş merkezi burası. Ama burada bunlardan daha da çok sevdiğimiz şey ise tertemiz yemekleri=) Yeme-içme bölümünde size buradan daha detaylı bahsedeceğiz…
MBK
Türkiye’deki n11’i düşünün ve o satıcılarının hepsinin bir arada olduğunu hayal edin. MBK işte öyle bir yer. Aradığınız hemen hemen tüm elektronik eşyaları burada bulabilirsiniz. Tabi yine pazarlık yapmayı unutmayın…
Bangkok’ta neler yiyelim?
Bangkok deyince akıllara gelen yemek Pad Thai. Genelde kokusunu ve temizliğini beğendiğimiz her yerde Pad Thai’den yedik. En çok ilginç bir yerde beğendik: Thammasat Üniversitesinin kantini=) Tesadüfen buradan geçiyorduk ve denemek istedik, sonuç: başarılı=)
Siam Paragon’un en alt katında sokak lezzetleri bölümü var. Burayı kesinlikle tavsiye ederiz. Hem temiz hem de fiyatları uygun. Bir de yine aynı katta Uncle Tetsy adında bir cheesecake satan pastahane var. Burada mutlaka Japon Cheesecake’ini deneyin (küçük boyu 150 Baht).
Asıl gönlümüzü fetheden Siam Paragon’un 4. Katındaki Japon restoranı: Waq Yakımku. Kişi başı 699 Baht veriyorsunuz ve size bir liste veriyorlar. Bu listeden 1,5 saat boyunca istediğiniz etten (ya da deniz mahsulleri) istediğiniz kadar seçebiliyorsunuz.
Oturduğumuz masanın ortasında ızgara vardı ve sipariş ettiğimiz her şeyi kendimiz pişirdik. Etler öyle sıradan etler değildi, Black Angus’un, Wagyu’nun dibine dibine vurduk. Sonrasında da yeşil çaylı dondurmalarını denedik.
Öğlen yemeğimizi bir gün The Gate adlı restoranda Thai yemekleri yedik. Yemekleri lezzetli ve fiyatları uygundu. Burada denediğimiz favori içeceğimiz Bubble Tea. İçinde minik minik patatesler vardı. Combo setlerin fiyatları ( yemek – pilav – içecek) 149-179 Baht civarındaydı.
Madame Munsur lezzetli Thai yemeklerinizi yiyebileceğiniz konsepti ile de ilginize çekecek bir restoran. Biz burada en çok Phad Thai Goong’u (150 Baht), Khan Tok (150 Baht) ve Yum som o (150 Baht) beğendik. Tabi ki yanında taze Hindistan cevizi suyu (70 Baht).
Biraz biraz kahveden ve tatlıdan bahset diyorsanız, hemen Grab ile motora atlayın ve A coffee roaster by library’e gidin. Önerimiz kahvenizin yanında Library Waffle (95 Baht) ve Original Browni (95 Baht) almanız. Ayrıca mekan süper, harika fotoğraflar çekeceksiniz burada…
Gece gittiğimiz roof bar ise Marriott otelin en üst katında olan Octave Rooftop’dı. Mekân süperdi, manzara harikaydı ve kokteyler (450 Baht civarında) de lezzetliydi.
Bangkok’ta yapılması gerekenler neler?
Bangkok’ta bizce mutlaka yapılması gerekenler şunlar:
Tuk Tuk ile seyahat edin
Sokak lezzetlerinin temiz olanlarını bulun ve tadını çıkarın
China Town’un altını üstüne getirin
Thai masajı yaptırın
Kendinize filli rahat pantolon alın
Yüzen markete gidin
Roof Bar’larda şehrin gece tadını çıkarın ( ve serinliğinin…)
Hemen hemen her şey için pazarlık yapın
Tropical meyvelerin dibine vurun: Durian, Hindistan cevizi (içtikten sonra içini kemirin=)), passion fruit, dragonfruiut, mangosteen…
Bangkok’la ilgili diğer notlar
Dilleri Tayca. Genel de İngilizce bilen birilerini bulabiliyorsunuz.
Ülke giriş için Türk vatandaşlarından vize istemiyor.
Paranızı şehre ulaşacak kadar havaalanında bozdurun, burada kur çok yüksek. Şehir içinde de mutlaka yanınıza pasaportunuzu alın, pasaport olmadan bozmuyorlar.
Soi Cowboy gece hayatının erkeklerin hayal ettiği şekilde(Kitap okuyarak bir kahve içmek!) aktığı bir yer… Hayır, biz gitmedik, bir arkadaş söyledi=)=)=)
Youtube’daki Bangkok Vlog’umuzu da izlemeyi unutmayın:
Şimdiden keyif dolu bol gezmeli tatiller…
Instagram: BIRBIRLAR GEZIYOR
Youtube: BIRBIRLAR GEZIYOR
コメント