Bozcaada gezimizden sonra rotamızı direkt Gökçeada’ya çevirdik. Gökçeada yani eski adı ile İmroz Türkiye’nin en büyük adasıdır. Çanakkale’de yer alan adanın en batı bölümü aynı zamanda Türkiye’nin de en batısını oluşturmaktadır.
Adanın merkezinde pek hissedilmese de birazdan bahsedeceğimiz köylerinde Rum esintilerini sonuna kadar hissedeceksiniz. Taş evlerin arasında, sevimli kahve ve tatlı dükkânlarının arasında hem kültürel bir gezi yaparken, bir yandan da mis gibi zeytinyağı kokusuyla taçlandırılmış yemeklerin tadına bakacaksınız. Ayrıca güneşin en son battığı yerde de denizin, güneşin, kumun ve rüzgârın (hatta yapmak isteyenler için rüzgâr sörfünün) tadını çıkaracaksınız.
Adada bize en ilginç gelen özellik ise serbest hayvancılık yapılması. Yol kenarlarında, dağ eteklerinde bir sürü sevimli keçiler var=)
Gökçeada’ya Nasıl Gidilir?
Gelibolu Kabatepe’den kalkan feribotlarla yaklaşık 1,5 saat süren yolculuk ile adaya ulaşıyorsunuz.
Buradaki en büyük problem daha önceki yıllarda online rezervasyon yapılan feribota bu yıl rezervasyon yapılmaması. Bu da eğer ki yoğun bir dönemdeyseniz hem gelirken hem de giderken uzun feribot sırasına katlanacağınız anlamına geliyor.
Feribot saatlerine bakmak için linke tıklayabilirsiniz.
Gökçeada’da Nerede Kalınır?
Gökçeada’da konakladığımız yer aslında adanın çok ünlü restoranlarından biri de olan Zeytinliköyü’ndeki Son Vapur . Arek Bey’in ve Figen Hanım’ın misafirperverliği zaten harika olan atmosfer daha da keyifli hale getirdi. En kısa zamanda yine gidip, oradaki atmosferin ve lezzetli yemeklerin tadını çıkarmak istiyoruz.
Gökçeada’da Nereler Gezilir?
Gökçeada’da gezilecek yerlerin başında yazımızın da başında bahsettiğimiz muhteşem köyler geliyor. Köy gezilerinizi akşam gün batımında önce gerçekleştirmenizi tavsiye ederiz. Harika renkler içinde olan köylerin unutulmaz fotoğraflarını çekeceksiniz:
Zeytinliköy: Son zamanlarda Yunanlar köylerine geri döndükleri için köyde gezerken Rumca konuşmalar duymak bizi bir an başka bir Yunan adasında geziyormuş gibi hissetti. Bu köyün sokakları ve sevimli kafeleri (ve tatlıları) harika.
Kaleköy: Gün batımını izlemek için harika bir lokasyon. Ayrıca öğlen saatlerine kadar açık kalan Ada Kokulu Sabunlar Atölyesine mutlaka uğramanızı tavsiye ederiz.
Tepeköy: Yemek yemek için gittiğimiz Tepeköy’e gün batımından önce ufak bir gezinti yaptık. 1964 yılından önce Rum nüfusunun fazla olduğu köy, son senelerde köylerine geri dönen Rumlarla birlikte tekrar canlanmış.
Dereköy: Adanın en batısında bulunan bu köy Türk ve Rum halkının birlikte yaşadıkları bir yer günümüzde. Ama çoğu evler terk edilmiş.
Köyler dışında adada gezilecek yerler arasında Tuz Gölü ve Sualtı Milli Parkı’da yer almaktadır.
Gökçeada’da Hangi Plajlara Gidilir?
Gökçeada’nın suyu tertemiz ve (en çok sorulan sorulardan biri) Bozcaada’ya göre baya sıcak.
Ada’nın her yerinde denize girilir, şimdi bahsedeceklerimiz bizim en sevdiğimiz yerler:
Laz Koyu: Çok popüler olduğu için oldukça kalabalık bir koy, günün erken saatlerinde gidip denizin tadını çıkarmanızı tavsiye ederiz.
Kefaloz: Merkeze 10-15 dakika mesafede olan kum plaj rüzgâr sörfü ve kitesörf için de uygun. Ayrıca eğitim alabileceğiniz yerler var. Biz burada Çiçek Beach’i tercih ettik.
Gizli Liman: Adanın en güzel denize sahip yerlerinden biri burası. Yolu şimdilik biraz bozuk ama merkezden yol çalışması yapıyorlar.
Yıldızkoy: Kayalık bir girişi var bu sebeple yanınıza deniz ayakkabınızı almanızı tavsiye ederiz. Ama harika bir su altı sizi bekliyor olacak. Çünkü adanın Sualtı Milli Parkı’na karadan girebileceğiniz tek yer burası.
Gökçeada’da Nerede Yemek Yenir?
Son Vapur: Konaklama yaptığımız bu yer için mutlaka rezervasyon yaptırın. Tüm mezeleri ve yemekleri harika ama özellikle sıcak ot tabağını denemelisiniz.
Poseidon: Kaleköy’de manzarası yıkılıyor diyebileceğiniz bir mekân.
Meraklis: Tepeköy’de meydanın yanında yer alan yemekleri gayet lezzetli ve ortamı hoş olan meyhane.
Angelikis Taverna: Tepeköy’de direkt meydanda olan Taverna. Eğlenceli bir ortam ve lezzetli yemekleri var.
Gökçeada’daki bu tavernalarda ortalama kişi başı 150 TL gibi bir hesap ödedik her gittiğimiz yerde. Tabi ki bu aldığınız alkol arttıkça artacaktır=)
Zeytinliköyü’ndeki Sıcak Kahve’deki damla sakızlı muhallebiyi ve Selanik tatlısını kesinlikle tavsiye ederiz. Ayrıca yine bu köydeki Mina Cafe’deki Panna Cotta’ya da bayıldık. Mina eskiden babasının bakkal dükkanı olan bu yere bu şirin kafeyi açmış.
Evinize dönerken zeytinyağı, keçi peyniri (çok lezzetli) gibi organik yiyecekler almak istiyorsanız da Gökçeada merkezdeki Ada Rüzgarı’na gitmenizi tavsiye ederiz.
Yine merkezdeki Meydani Pastanesi’nden adanın ünlü bademli kurabiyesini, lezzetli yeşil zeytinlerini ve eşek sütlü sabununu almanızı tavsiye ederiz=)
Kaleköy'ün meydanındaki Mustafa'nın Kayfesi'nde kahvaltı etmeyi unutmayın.
Şimdiden keyifli tatiller =)
Instagram: BIRBIRLAR GEZIYOR
Youtube: BIRBIRLAR GEZIYOR
Comments